..:: BilgisayaR ::..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

..:: BilgisayaR ::..

Hoşgeldiniz, Misafir.
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Toplam Mesajınız: 0


 

AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSinemalarda Bu HaftaGiriş yap
En son konular
» Antivirus Colleksiyonu (09.2009 tarihli)
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından The-Zbeedy Salı Kas. 24, 2009 11:02 pm

» Eset Smart Security Business Edition 4 Türkçe (süresiz)
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından The-Zbeedy Salı Kas. 10, 2009 12:30 pm

» TuneUp Utilities 2010 Turbo Full
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından The-Zbeedy Salı Kas. 10, 2009 12:30 pm

» Command and Conquer Generals Zero Hour - FULL
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından The-Zbeedy Ptsi Ekim 19, 2009 6:13 pm

» Burakbjk En Güzeller
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından The-Zbeedy C.tesi Ekim 10, 2009 11:02 pm

» ShaiyaTR
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından burakgo Salı Eyl. 15, 2009 1:23 am

» Shaiya Online
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından TimeLord4 Perş. Eyl. 10, 2009 12:00 pm

» SLm ArkadaşLar Tema İLe İLgiLi Bir Sorunum Var..!
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından QuarreL Perş. Eyl. 03, 2009 1:52 pm

» VBulletin Theme
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından QuarreL Çarş. Eyl. 02, 2009 6:49 am

» GTA SAN ANDREAS`I BİTİRMEK İÇİN GEREKENLER
korkunç hikayeler Icon_minitimetarafından The-Zbeedy Paz Ağus. 23, 2009 3:01 pm


 

 korkunç hikayeler

Aşağa gitmek 
4 posters
Sayfaya git : 1, 2  Sonraki
YazarMesaj
SaGO-KasWAa
Usta Üye

Usta Üye
SaGO-KasWAa


Erkek
Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 29
Nerden : AnKarA
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
Kayıt tarihi : 19/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimePerş. Ağus. 21, 2008 5:26 pm

Ermis
Daha henüz 9 yasimdaydim fal, ruh, cin, seytan vb. gibi seylere inanmazdim yeni insaa edilmis bir eve tasinmistik ama nedense bir türlü gece banyodan ve sokak kapisindan garip sesler geliyordu. Tasindiktan bir hafta sonra seslerin nereden kaynaklandigini anlamak için ben banyo, abim ise sokak kapisinin önünde bekliyordu. Fakat hiç bir sey gözükmüyordu ama ses vardi. Evimize hoca çagirdik dua okudu ve bize banyoya 1 kova su takunya ve havlu birakmamizi söyledi,neden diye sordugumuzda ise hiç bir sey söylemedi. Hocanin dediklerini aynen uyguladik o gece rüyama garip seyler girmisti beyazlar içinde elinde bir asa yasli biri el hareketiyle kizginligini anlatiyordu. Sabah kalktigimizda su bitmis takunyalar ve havlu islakti en ilginç olani ise kapinin kilidi açikti. Hocayi tekrar çagirdigimizda bize evin yapildigi konumda çok ama çok eskiden bir mezar oldugunu söyledi ve rüyama giren kisinin bir ermis oldugunu söyledi banyoda ise abdest almisertesi hafta evden tasindik ve su an orada hiçkimse oturmuyor. Ve tam 17 yasindayim.

korkunç hikayeler User_offline
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SaGO-KasWAa
Usta Üye

Usta Üye
SaGO-KasWAa


Erkek
Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 29
Nerden : AnKarA
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
Kayıt tarihi : 19/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimePtsi Eyl. 29, 2008 2:16 pm

Mezarliktaki Yangin
Su an 17 yasindayim ve olay bundan 3-4 sene evvel YASANMISTIR. O yaz en büyük zevkimiz arkadaslarla gece asagi inmek idi ve hemen hemen indigimiz her gece birbirimize korku hikayeleri anlatirdik. Anlattigimiz hikayeler genelde kendi hayal ürünümüz olurdu fakat anlatirken sanki yasamis gibi anlatirdik ve kendi uydurdugumuz hikayeye o ortamin verdigi gerilimle kendimiz de inanir ve korkardik. Içimizde en çok hikaye anlatan Nedim diye bir arkadasimiz idi. Nedim yasça bizden büyüktü ve bizi korkutmayi iyi basariyordu açikçasi. Yine böyle bir gecede Nedim bize çok ilginç bir hikaye anlatti. Hikayeye göre bazi insanlar sebepsiz yere içlerinden gelen bir atesle küle dönüsecek kadar yaniyorlarmis. Bu yanma o kadar çabuk gerçeklesiyomuski, kendisini kurtarmaya zamani olmuyormus kurbanin. Ayrica bu olay kurban yalnizken gerçeklesiyormus, yani görgü tanigi olmuyormus hiçbir zaman. Bu anlattigi hikaye ilginç oldugu kadar inandirici gelmemisti çogumuza. Fakat Nedim evinden getirdigi ansiklopedi de yazilanlari bize gösterince tüylerimiz diken diken olmustu hepimizin. Bu olaylar gerçek yasanmis olaylar olarak anlatiliyordu ansiklopedide kanitlari ile. O gece eve kosar adimlarla çiktim ve bütün gece gözlerime uyku girmedi. Ertesi gün ise belki hepimiz için hayatimizin en korkunç günü olmustu. Gelen habere göre Nedim bir sokak arasinda ölü bulunmustu ve isin ilginç yani Nedim'in gömüldügü mezarlikta 1 hafta sonra yangin çikmisti ve bütün mezarlar yok olmustur.Inanmayan arkadaslar eski gazeteleri karistirabilirler. Tarih: 3 Eylül 1997, Mersin mezarligi orman tarafinda onlarca mezar yanmistir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SaGO-KasWAa
Usta Üye

Usta Üye
SaGO-KasWAa


Erkek
Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 29
Nerden : AnKarA
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
Kayıt tarihi : 19/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimePtsi Eyl. 29, 2008 2:16 pm

Seytan
Yil 1994 temmuz ayi cumartesi aksami.. Ben ve kardesim o aksam yemek yiyorduk ve aniden zil çaldi, kapiyi annem açti.Kapida olan kisiler arkadaslarimdi ve bizi asagiya çagiriyorlardi saat 10.00'na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz asagiya indik arkadaslarimizla her gece korkunç hikayeler anlatirdik, (Gece dedim çünkü sabahlara kadar oturur hikayeler anlatir oyun oynardik) her kafadan bir hikaye çikardi ortaya ama birbirimizi korkutmak için yaris yapardik.O aksam herkez hikayesini anlattiktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar 11 yasindaydim ve saklanbaç oynamayi çok seviyordum. Ebe saymaya basladiginda herkes yerini almisti ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar degildim, kim bilirdiki seytani karsimda görecegimi neyse konuya geçelim ben yerimde ebenin saymayi bitirmesini bekliyordum ebenin saydigi binanin yan tarafindaydim ebebin saymasi bitmedigi için sikintiya girmistim o, an arkami dönmemle dona kalmam bir olmustu simdi seytanla karsikarsiyaydim o herkesin bildigi gördügü bir tipten degildi (tabiki görenler için..) 2 metre boyu,yumrugum kadar iri ve kipkirmizi gözleri çatal biçiminde uzun asasi 2 adet iri buynuzlari ve üstünde siyah birseyi vardi ama ayaklari yoktu evet yanlis okumadiniz ayaklari yoktu adeta uçuyordu o, anda vücudum çözülü vermisti hemen bahçenin ortasindaki kuyunun arkasina saklanmistim ebe agladigimi duyunca hemen arkadaslara haber verdi bu seytani yakin arkadasimda görmüs ve oda çok korkmustu. (ismini vermeyecegim.) Ve bu olaylardan sonra her pisligin yaninda cinlerin olduguna saitlik ettim. Ertesi sabah seytani gördügüm yere geldik orada bulunan ev bombostu evin içinde bir el vardi ve sanki el bizi seyrdiyordu önce inanmadik sonrada banyoda gördük ev zemin kattaydi banyonun penceresinden içeri yumurta kartonu attik ve karton geri geldi ve bu olay bi kaç defa gerçeklesti ne zaman oraya gitsek üst kattakilerin kizini yerde baygin buluyorduk ve bu olaydan sonra bisey farkettimki ne zaman korkunç hikayeler anlatsak ozaman kötü seyler oluyordu ama anlatmayida seviyorduk. Bu yüzden siz siz olun sakin korkunç seylerden bahsetmeyin eger cinlerden bahsedecekseniz kötü varliklar diye konusun, bunu sakin unutmayin...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SaGO-KasWAa
Usta Üye

Usta Üye
SaGO-KasWAa


Erkek
Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 29
Nerden : AnKarA
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
Kayıt tarihi : 19/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimePtsi Eyl. 29, 2008 2:17 pm

Tepedeki Ev
Yillardan 1994'dü.Ben annem ve abim Tunceli'deki köyümüze gitmistik.O zamanlar 12 yasinda falandim.Oraya gittik ve amcamlarin evine yerlestik.Benim orada tanidigim hiç kimse olmadigi için ben amcaogluyla(Yusuf)la oynuyordum.O bana biraz macera yasamak istediginden falan bahsederdi hep ve bir gece onla uyumadik ve biraz macera yasabilmek için neler yapabilecegimizi düsündük ve en sonunda köyü çevreleyen daglardan birindeki bir eve gitmeyi önerdi Yusuf fakat bunun çok tehlikeli olabilecegini köyün ileri gelenlerinin sik sik onlari oraya çikmamalari konusunda uyardigini söyledi.Bizde bunu büyük bir gizlilikle yapacaktik.Yusuf'un en yakin arkadasi Ismete anlattik düsündügümüzü ilk basta biraz tirsti fakat daha sonra oda bunu kabul etti.Ertesi gün çantalarimizi,yiyeceklerimizi hazirladik ve erkenden yola çiktik.O gün hava biraz pusluydu ve içimden bir ses bunun tehlikeli olabilecegini söylüyordu.Fakat bunu onlara söylemedim ve yolumuza devam ettik ve yolda giderken etrafta bol bol koyu,inek,keçi,tavuk gibi hayvanlarin kemikleriyle karsilasiyorduk ben biraz daha korkmustum ve nerdeyse aglamak üzereydim.en sonunda oradaki eve vardik ve içeri girdik içerde anlamadigimiz diller yazilar falan vardi ve penceresi oldugu halde içerisi karanlikti içeride anlayamadigimiz çok degisik cisimler vardi etrafta taslarin içerisinde sular falan vardi.Ve döner biçagi gibi kocaman ama paslanacak kadar eski birkaç biçak vardi birden Ismet degisiverdi sanki biz kormaya baslamisken o gülüyordu.Kendi kendine oynasirken taslardaki suyu üstüne döktü ve bir biçagi eline alip oynamaya basladi bir anda biçakla oynarken biçakla parmagini kesti ben çok korkmustum aglamaya basladim çünkü bir anda Yusuf da degismis sanki çildirmis gibi oldu bu arada Ismetin parmagi çok feçi bir sekilde kaniyordu.Daha sonra kostum kostum sanki bir sey beni kovaliyor gibiydi ve annemin dürtmesiyle uyandim bana gece boyunca döndügümü,agladigimi tepindigimi söyledi.Kahvaltida Yusufla konusmaya basladim rüya mi anlattim ve belki inanmayacaksiniz ama bana tepedeki evi nerden bildigimi sordu.Daha sonra disari çiktik ve Ismeti gördük parmagi sariliydi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SaGO-KasWAa
Usta Üye

Usta Üye
SaGO-KasWAa


Erkek
Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 29
Nerden : AnKarA
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
Kayıt tarihi : 19/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimePtsi Eyl. 29, 2008 2:17 pm

Cin ile Dalga Geçme
17 yasindaydim ve annemin memleketi olan Giresun'daydik. Döndü abla o siralarda 22 yasinda falandi (annemin amcasinin kizi). O'nu her gece cinler döverdi ve üzerinde tasidigi kuran'i çikartmasi için baski yaparlardi. Birlikte yatiyorduk onlarda kaldigim zamanlarda ama sabahlari vücudunun her yerinde morluklar oluyordu bende ise hicbirsey olmuyordu ve hicbirsey hissetmiyordum... Bir gece Döndü, ablasi, ablasinin akrabasi Emine ve onun nisanlisi epey geç saate kadar oturduk. Döndü'nün annesi ise saat 11 gibi yatti uyudu baska odada. Biz hala sohbet ediyorduk. Saat gece 02.00 olmustu.. Ben cin cagirmayi önerdim. Bu onlarada cazip gelmis olacak ki kabul ettiler. KIKI adinda kibrit cinini hepiniz duymussunuzdur. Bir kutudan 4 tane kibrit çöpü aldik ve cin cagirdik dualarla. Bu islerden çok iyi anliyordu Döndü. Sorular soruyorduk kibritlerde saga sola hareketle bize cevap veriyordu. Ben yasiminda küçük olmasindan dolayi bayagi zirvalamaya baslamistim. Cin ile dalga geçiyordum. Yanimdakiler ise iyice korkmuslardi benim cine ileri geri konusmamdan! Beni sürekli sus diye uyariyorlardi. Neyse bir müddet sonra isik kendiliginden kapandi kalktim dügmesine bastim actim, arkami döndüm ki tekrar çat!! diye dügmeden kapandi isik.. Bulundugumuz oda köy evi oldugundan mutfak ve oturma odasi bir kullanilan bir oda.. Mutfak dolabi zangir zangir titremeye ve tabaklar birer birer yere dökülmeye basladi.. Hepimiz korkudan sapsari olmustuk TV açik degildi birden TV acildi. O zamanlar sadece TRT 1 gösteriyordu köy yerinde. Bilmedigimiz yabanci kanallar fisek gibi acilip kapaniyordu.. Biz binbir dua okuyarak cini göndermeye calisiyorduk. Artik yorulduk ve kibrit çöplerini masanin üzerine biraktik. Aman Allah'im cin gitmemisti, ve masanin üzerindeki kibrit çöpleri kendiliginden hareket ediyordu. Döndü'nün akrabasi olan kadin bayildi bayilacak. Saat 04.00 olmustu artik ve Döndü'nün akrabasi olan Eminenin nisanlisi eve gidecekti. Köy yerlerini bilirsiniz acayip sessiz ve ürkütücü olurlar. Evine gidecegi yol da ormanin içinden gecen ve derenin oldugu bir yer. Neyse bu çikti gitti ve biz cini göndermek icin ugrasmaya devam ettik.. Tabi ki basaramadik öyle kizdirmisim ki onu her yeri darmadagin etti diyebilirim... Ve isin ilginç yani yan odada yatan yengemin çit bile duymamis olmasiydi.. Sabah ezani okunurken hepimiz korkudan ve uykusuzluktan uyuyakalmisiz.. Yengemin sesiyle uyandik, ORTALIGIN HALI NE BÖYLE diye soruyordu. Ona anlattik o da ürperdi ve kizdi bize.. Emine'nin nisanlisi da ertesi günü geldi ve gece eve gittigi yolda onu taslamisti cinler, bu taslar pek bir yerine isabet etmemissede omuzuna ve alnina carpmis ve oldukca morarmisti.. Ayni gece ben ananemin evine gittim yatmaya ve o gece Döndü ablami da çok sikistirmislar ve acaip dövmüs cinler. Kiz günlerce vücudu ve yüzü morluklar içerisinde gezmek zorunda kaldi... Komsumuz olan bir hocaya olanlari anlattik! Hoca bile dehsete kapildi ve cinin beni yasim küçük oldugu için affettigini yoksa yetiskin bir insanin cinle o sekilde dalga geçse çarpilacagini, agzinin burnunun ters dönecegini söyledi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
SaGO-KasWAa
Usta Üye

Usta Üye
SaGO-KasWAa


Erkek
Mesaj Sayısı : 100
Yaş : 29
Nerden : AnKarA
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
Kayıt tarihi : 19/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimePtsi Eyl. 29, 2008 2:18 pm

Falcı
Olay 1999 yazında gerçekleşmişti. Ben bu tarihte Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum. Bu nedenle geceleri geç yattığım için öğlen kalkıyordum. Yine böyle gece geç saatlere kadar çalıştığım bir günün ertesi;öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki büfeye gittim. Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi:
-"falına bakmamı ister misin?"
Ben bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam ederken.Sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı:
-"falına bakmamı ister misin?"
Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı. Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi:
-"falına bakmamı ister misin?"
Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde �hayır� diyerek arkamı döndüm .Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın kadına "benim falıma bak" dediğini duydum. �Duydum� diyorum çünkü o 3-5 saniye arası sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım kolumu tutarak benim de baktırmamı parasını kendisinin vereceğini söyledi. Ben de gayri ihtiyari sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. İşte tam bu sırada falcı kadın arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki bir �Rıdvan�(cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi. Bunun üzerine ben de ne istediğini istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın aynen şunları söyledi:
-falına bakıcam!
Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına;
"-niye"dedim.
Kadın buz gibi donuk sesiyle
�-çünkü az önce istediğini söyledin� dedi.
Az önce kaynağını bilmediğim o -irkilme sebebim- gibi görünen kadın bana bir anda çekici gelmeye başladı. Ve aklımdan ��neden olmasın ki ne kaybedersin ki zaten�� denen o en tehlikeli düşünce geçti ve falcı kadına �TAMAM� dedim.
Kadın hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geliyordu ki falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü.
�Sakın ha yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma.�
İşte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum ama mümkün değildi. Ayaklarım sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Ve sonra sanki bana acırmışçasına baktı. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bi an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi:
�Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokak, 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen çok uzaklardan bir haber alacak. Ve en son söylediği söz ise şuydu 2 abinden büyük olanı küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak.
Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim.2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra kuzenim intahar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım kalp krizinden öldü. Ortanca abim aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için Avusturalya�ya gitti. Ben bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki. Son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim için bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattım .Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittim yer bir ev değil harabeydi. Yanmış yıkık dökük içinde şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben evin içine girdim biraz dolaştım içerde şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini söyledi ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm. Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun.

ÇÜNKÜ O GÜNDEN SONRA SAĞ ELİMDEKİ KOKU HİÇ ÇIKMADI.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
matROCK
Forum Prensesi

Forum Prensesi
matROCK


Kadın
Mesaj Sayısı : 25
Yaş : 31
Nerden : ankara
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Fenerbahce
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
Kayıt tarihi : 06/11/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeC.tesi Kas. 08, 2008 1:34 am

wowwoWW gençliğe bak xD arkadaşlar bu yaşta bozamayın kafanızı böle şelerler bak snra bnm gbi piskopat olur çıkarsın Allah muhafaza ayrıca bnm yazdığım bi hikaye var onuda yayınlamak isterim bakalım tırsıcakmısınızz(3 buçuk xD)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
The-Zbeedy
Kurucu-Admin

Kurucu-Admin
The-Zbeedy


Erkek
Mesaj Sayısı : 591
Yaş : 29
Nerden : Nereye
Lakap : NOS
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Seytan10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Galatasaray
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-vis12
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya9uf3
Kayıt tarihi : 31/07/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeC.tesi Kas. 08, 2008 11:43 am

matROCK psikopatmış onuda öğrenmiş olduk Çok Mutlu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bilgisayar.forum.st
matROCK
Forum Prensesi

Forum Prensesi
matROCK


Kadın
Mesaj Sayısı : 25
Yaş : 31
Nerden : ankara
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Fenerbahce
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
Kayıt tarihi : 06/11/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 7:12 am

yha canım aslında deildim ama hayat piskopatlaştırdı xD korkma ıssırmıyorum ama =)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:13 pm

kendi halinde bir psikopat sanırsam kimseye zararı olmadan psiko psiko geçiniyo xD
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:14 pm

Ahtapot
14-15 yaşlarındaki bir kızda durup dururken hamilelik belirtileri başlamış: Karnı hafiften şişkinleşmiş, kusma nöbetleri geliyormuş, sabahları yataktan hasta gibi kalkıyormuş... Fakat kız annesine ısrarla böyle bi şeyin mümkün olamayacağını, çünkü hiç bir erkekle bu sonucu doğuracak kadar yakın temasta bulunmadığını iddia ediyormuş.
Fakat zaman geçtikçe hem karnı büyümeye devam etmiş, hem de diğer belirtilerde değişiklik olmamış. Annesi, “Bu yaşta... Allahım Allahım, kepazelik bu” dese de kız hala hamile olmadığını söylüyormuş. Sonunda anne küçük bi kasabada yaşıyor olmalarına rağmen çıkacak söylentileri göze alarak kızını hastaneye götürmüş. Ancak çekilen ultrasondan sonra kızın inkarlarında samimi olduğu anlaşılmış. Çünkü karnında son derece büyük boyutlara ulaşmış bir tümör tesbit edilince şişkinliğin ve diğer belirtilerin asıl sebebi ortaya çıkmış.

Vakit kaybetmeden, apar topar ameliyata alınmış tabii. Doktorlar rutin kabul edilen bu operasyon sırasında karnı açmışlar ve işte o an gördükleri manzara karşısında şok olmuşlar. Meğerse tümör sandıkları şey kocaman bir ahtapotmuş. Üstelik kıpır kıpırmış da hayvan, yani canlıymış.

Olayın aslı sonradan anlaşılmış. Kız üç-dört ay önce ailesiyle birlikte okyanus kenarındaki bir kasabada tatil yapmış. Ahtapot yumurtaları da mikroskobik boyutlarda olurmuş ve bunlardan doğal olarak okyanus sularında milyarlarca varmış. Kız muhtemelen yüzerken yuttuğu sularla beraber bu yumurtalardan da indirmiş mideye. İşte bunlardan biri de, milyonda bir görülecek biçimde de olsa, kızın vücudunun içinde yaşamayı, hatta büyüyüp gelişmeyi başarmış.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:15 pm

Ben öldüm galiba!
Mezbahadan et taşıyan bir tırın sabahın erken saatlerinde yüklenip bir an önce yola çıkması gerekiyormuş. Işe sabahın kör vakti gelen işçiler, tırı yüklemeye başlamışlar. Alelacele işi bitirmişler. Tırın şoförü arkadaki soğuk hava deposunun kapısı kapatılır kapatılmaz yola çıkmış. Ancak son eti çengele takmaya uğraşan işçinin içeride kaldığını kimse farketmemiş. Uyku sersemi olan işçi de başına gelen korkunç şeyi, ancak tır hareket edince farkedebilmiş. Tır hiç durmadan 8 saat yol alacağindan, arkadaşları kaybolduğunu farketmezlerse donarak öleceği kesinmis.

Bir süre duvarları yumruklamış ama sesini duyuramayacağını biliyormuş. Bir süre sonra üşümeye başladığından hareketleri yavaşlamış ve bir kenara çöküp ölümü beklemeye başlamış. Oturup kaçınılmaz sonunu beklemeye başlamış ve cebinden çıkardığı kağıt kaleme yazmaya başlamış. 1. saat: çok üşüyorum; 2. saat: her yerim uyuşuyor; 3. saat: ayaklarımı hissetmiyorum; 4. saat: donarak ölmek istemiyorum, kalemi tutucak gücüm kalmadı, ellerim dondu...

Tır etleri teslim edeceği yere geldiğinde şöförü dondurucunun kapısını açınca içerisinin soğuk olmadığını farketmiş. Sabah yola çıkarken aceleden dondurucuyu çalıştırmadığını hatırlayan şoför, lanetler okurken köşede büzülmüş yatan işçiyi görmüş. Adamın uyuyakaldığını sanan şoför, işçiyi sarstığı halde uyandıramamış.

Polis olaya el koymuş, şoför tutuklanmış. Bir müddet sonra adli tabip raporunda işçinin ölüm nedeni vücut ısısının hızla düşüşü olduğu açıklanınca temize çıkmış. Meğerse talihsiz işçi psikolojikman ölmüş
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:15 pm

Cin'le dalga geçince
17 yaşındaydım ve annemin memleketi olan Giresun'daydık. Döndü abla o sıralarda 22 yaşında falandı (annemin amcasının kızı). O'nu her gece cinler döverdi ve üzerinde taşıdığı kuran'ı çıkartması için baskı yaparlardı. Birlikte yatıyorduk onlarda kaldığım zamanlarda ama sabahları vücudunun her yerinde morluklar oluyordu bende ise hiçbirsey olmuyordu ve hiçbirsey hissetmiyordum... Bir gece Döndü, ablası, ablasının akrabası Emine ve onun nişanlısı epey geç saate kadar oturduk. Döndü'nün annesi ise saat 11 gibi yattı uyudu başka odada. Biz hala sohbet ediyorduk. Saat gece 02.00 olmustu.. Ben cin çağırmayı önerdim. Bu onlara da cazip gelmiş olacak ki kabul ettiler. KİKİ adında kibrit cinini hepiniz duymuşsunuzdur. Bir kutudan 4 tane kibrit çöpü aldık ve cin çağırdık dualarla. Bu işlerden çok iyi anlıyordu Döndü. Sorular soruyorduk kibritlerde sağa sola hareketle bize cevap veriyordu. Ben yaşımında küçük olmasından dolayı bayağı zırvalamaya başlamıştım. Cin ile dalga geçiyordum. Yanımdakiler ise iyice korkmuşlardı benim cine ileri geri konuşmamdan! Beni sürekli sus diye uyarıyorlardi. Neyse bir müddet sonra ışık kendiliğinden kapandı kalktım düğmesine bastım açtım, arkamı döndüm ki tekrar çat!! diye düğmeden kapandı ışık.. Bulunduğumuz oda köy evi olduğundan mutfak ve oturma odası bir kullanılan bir oda.. Mutfak dolabi zangır zangır titremeye ve tabaklar birer birer yere dökülmeye başladı.. Hepimiz korkudan sapsarı olmuştuk TV açık değildi birden TV açıldı. O zamanlar sadece TRT 1 gösteriyordu köy yerinde. Bilmediğimiz yabancı kanallar fişek gibi açılıp kapanıyordu.. Biz binbir dua okuyarak cini göndermeye çalışıyorduk. Artık yorulduk ve kibrit çöplerini masanın üzerine bıraktık. Aman Allah'ım cin gitmemişti, ve masanın üzerindeki kibrit çöpleri kendiliğinden hareket ediyordu. Döndü'nün akrabası olan kadın bayıldı bayılacak. Saat 04.00 olmuştu artık ve Döndü'nün akrabası olan Eminenin nişnlısı eve gidecekti. Köy yerlerini bilirsiniz acayip sessiz ve ürkütücü olurlar. Evine gideceği yol da ormanın içinden geçen ve derenin olduğu bir yer. Neyse bu çıktı gitti ve biz cini göndermek için uğrasmaya devam ettik.. Tabi ki başaramadik öyle kızdırmışım ki onu her yeri darmadağın etti diyebilirim... Ve işin ilginç yanı yan odada yatan yengemin çıt bile duymamış olmasıydı.. Sabah ezanı okunurken hepimiz korkudan ve uykusuzluktan uyuyakalmışız.. Yengemin sesiyle uyandık, ORTALIĞIN HALİ NE BÖYLE diye soruyordu. Ona anlattık o da ürperdi ve kızdı bize.. Emine'nin nişanlısı da ertesi günü geldi ve gece eve gittiği yolda onu taşlamıştı cinler, bu taşlar pek bir yerine isabet etmemişsse de omuzuna ve alnına çarpmış ve oldukça morarmıştı.. Aynı gece ben ananemin evine gittim yatmaya ve o gece Döndü ablamı da çok sıkıştırmışlar ve acaip dövmüş cinler. Kız günlerce vücudu ve yüzü morluklar içerisinde gezmek zorunda kaldı... Komşumuz olan bir hocaya olanları anlattık! Hoca bile dehşete kapıldı ve cinin beni yaşım küçük olduğu için affettiğini yoksa yetişkin bir insanın cinle o şekilde dalga geçse çarpılacağını, ağzının burnunun ters döneceğini söyledi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:15 pm

Depremin Habercisi
17 Ağustos gecesi Adapazarı'nda yaşlı bi teyze, gece saat 2 buçukta ana caddedeki apartmanlardan birinin zillerini çalmaya başlamış. Kimse kadına kapıyı açmamış, hatta uyandırdıkları için, camı açan bağırıp çağırmış. Üst katlardan bi adam, "Gecenin bu saatinde ne istiyosun teyze?" diye sormuş. Kadın, "Karnım aç oğlum. Bi parça ekmek var mı?" deyince adam, "Yok, yok. Allah Allah, gecenin bu saatinde ne bu yahu?" demiş. Yatağa döndüğünde karısı, yaşlı kadının aç olduğunu öğrenince, "Keşke verseydik" demiş.

Teyze zillere basmaya devam etmiş. En üst katta yeni evli bi çift oturuyomuş. Kadının ne istediğini öğrenince kapıyı açıp yukarı çağırmışlar. Evin hanımı, hemen yiyecek bi'şeyler hazırlamış. Kadına eşlik edip beraberce yemişler. Yemek bitince kadıncağız, "İçimde bi huzursuzluk var. Bi an evvel dışarı çıkalım" diye yalvarmaya başlamış. Genç çift, sırf kadını kırmamak için sokağa inmiş. Daha dışarı adım atar atmaz da her yan sallanmaya başlamış. Depremde o kocca apartman yerle bir olmuş.

O binada oturanlardan sadece yeni evliler ve kocasına, "Keşke yemek verseydik" diyen kadın ölümden kurtulmuş. Onu da 3 gün sonra enkazın altından çıkarmışlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:16 pm

Falcı
Olay 1999 yazında gerçekleşmişti. Ben bu tarihte Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum. Bu nedenle geceleri geç yattığım için öğlen kalkıyordum. Yine böyle gece geç saatlere kadar çalıştığım bir günün ertesi;öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki büfeye gittim. Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi:
-"falına bakmamı ister misin?"
Ben bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam ederken.Sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı:
-"falına bakmamı ister misin?"
Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı. Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi:
-"falına bakmamı ister misin?"
Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde “hayır” diyerek arkamı döndüm .Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın kadına "benim falıma bak" dediğini duydum. “Duydum” diyorum çünkü o 3-5 saniye arası sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım kolumu tutarak benim de baktırmamı parasını kendisinin vereceğini söyledi. Ben de gayri ihtiyari sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. İşte tam bu sırada falcı kadın arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki bir “Rıdvan”(cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi. Bunun üzerine ben de ne istediğini istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın aynen şunları söyledi:
-falına bakıcam!
Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına;
"-niye"dedim.
Kadın buz gibi donuk sesiyle
“-çünkü az önce istediğini söyledin” dedi.
Az önce kaynağını bilmediğim o -irkilme sebebim- gibi görünen kadın bana bir anda çekici gelmeye başladı. Ve aklımdan ““neden olmasın ki ne kaybedersin ki zaten”” denen o en tehlikeli düşünce geçti ve falcı kadına “TAMAM” dedim.
Kadın hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geliyordu ki falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü.
“Sakın ha yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma.”
İşte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum ama mümkün değildi. Ayaklarım sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Ve sonra sanki bana acırmışçasına baktı. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bi an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi:
“Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokak, 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen çok uzaklardan bir haber alacak. Ve en son söylediği söz ise şuydu 2 abinden büyük olanı küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak.
Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim.2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra kuzenim intahar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım kalp krizinden öldü. Ortanca abim aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için Avusturalya’ya gitti. Ben bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki. Son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim için bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattım .Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittim yer bir ev değil harabeydi. Yanmış yıkık dökük içinde şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben evin içine girdim biraz dolaştım içerde şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini söyledi ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm. Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun.

ÇÜNKÜ O GÜNDEN SONRA SAĞ ELİMDEKİ KOKU HİÇ ÇIKMADI...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:16 pm

Hayal(mi)?
Akşamları çok yemek yediğimde zor uyur ve genelde kabus görürüm. Yemeği yine fazla kaçırmıştım. Hiç karabasan görmedim. Ama bu yemeğe görürüm artık diye düşünüp uyumaya koyuldum. Sadece terliyor, bir o tarafa bir bu tarafa dönüyordum. Tam daldığım sırada, birinin bana baktığını hissettim -Biraz korkağımdır. - hemen irkildim. Odamın yarısı kadar bir gölge hafif hareketlerle bana dogru bakıyordu. En kötü yanı ise bunun rüya olmadığını biliyordum. Elim lambanın düğmesini arıyordu ama bulamıyordum. Nefes alamadım ve bağıramadım. Elektrik düğmesini buldum ama açmaya çok korkuyordum. Gözlerim bana anlamsızca baktığına inandığım gölgeye dönüktü... Işığı açtığımda sandalyemin üzerine yığılı elbiselerin, onlarında üzerinde kedimin bana baktığını gördüm. Nede olsa hepsi birden kocaman bir soru işaretiydi benim için. İçim rahatlamıştı. Kedimi sevmek istedim. Hırlayıp yok olup gitti. Asabi bir kedi değildir. Bende tekrar yattım. Aniden tekrar birinin bana baktığını hissederek irkilip ışığı açtım. Aynı manzaranın tekrarı olması benim sinirimi bozmuştu. Gülmeye başladım. Daha sonra sinirlerim yatışsın diye kalkıp bir kahve yapmaya karar verdim. 20 dakika sonra odama döndüm. Tüylerim diken diken olmuştu. Kedim aynı pozisyonda hiç oynamadan duruyordu. Pencerem açık olmasına rağmen odamda ağır bir koku vardı. O tatlı kedimin hareketsizce gözlerimin içine bakması beni oldukça etkilemiş olacak ki birden ağlamaya başladım. Sinirlerim bozulmuştu. Arkadaşımı aradım. Hemen buraya gelmesi gerektiğini ve sinirlerimin bozulduğunu söyledim. Döndüğümde kedim yerinde yoktu. Koku arttıkca artıyordu. Ama nereden geldiğini anlayamamıştım. Odayı aramaya başladım. Heryeri kokluyordum. Balkon tarafındaki camdan aşağıya doğru bakarken hızla kapım çarptı. Hemen kapıya koştum fakat açmaya korkuyordum. Kapının öteki tarafindan kedimin çıkaramayacagi sesler duyuyordum. Kalbimin nasil attığını hala hatırlarım. Bağırmaya başladım. Koku, sinirbozukluğu o garip seslere bir de telefonun o yüksek sesi katılmıştı. Derin bir nefes aldım, kapıyı açtım ve doğru tuvalete gittim. Yansımam beni ürkütmüştü. Sinirbozukluğunun verdiği yorgunluktan olsa gerek kendi yansımamın bana oyun oynadığını düşündüm.Tam bayılıp kalacağımı sandığım sırada telefon tekrar çaldı. Açmaya cesaret edemedim önce. Sonra içeri gidip ahizeyi kaldırdım, kulağıma dayadım... Telefonda arkadaşımın sesini duydum. Gelemiyeceğini söylerken, birden sesi değişmeye başladı. Sanki sesi apartmandan aynı anda gelir gibi yakından duyuyordum. Tüylerim ürpermisti. Ben hiç konuşmadığım halde bana açıklamalar yapıyordu. Açıkcası saçmalıyordu. Bana ikide bir "gelmeyeyim ben, ama sana bişey olmayacak. O sadece alacağını alıp gidecek." diyordu. Kedim etrafta gezerken normal sesler çıkarıp geziyordu. Eski tedirginliğim kalmamıştı. Neydi? Kedime ruh mu girmişti? Hayır. Ya kapı? Hava akımından çarpmıştı. Arkadaşımın ise içmiş olacağını düşündüm. Ama koku gerçekti..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:17 pm

Işıkları açmadığın için memnun musun?
İngiltere'de okuyan iki Türk kızı yurttta aynı odada kalıyorlarmış. Bir gece kizlardan biri arkadaşının evine ders çalışmak için gidecekmiş.

Diğer kızla vedalaşıp çıkmış ama daha yurttan 100 metre falan uzaklaşmış ki ders kitaplarından birini unuttuğunu farketmiş. Odaya geri dönmüş tabiyatıyla. Kapıyı açtığında ışıkların kapalı olduğunu görmüş. "Banu yattı heralde" diye düşünüp ayaklarının ucuna basa basa karanlıkta kitabını aramış. Bulamayınca da, "Şimdi kızcağızı rahatsız etmeyim, nasılsa arkadaşımda aynı kitaptan var. İdare ederiz artık" deyip çıkıp gitmiş. Ertesi sabah sınavdan sonra odasına döndüğünde bir de ne görsün! Oda baştan aşağı kan içinde! Arkadaşının vücudu da parçalar halinde oraya buraya dağıtılmış.

Duvarda da (muhtemelen kızın kanıyla yazılmış) bir yazı varmış:
"Aren't you glad, you didn't turn on the lights?"

(Işıkları açmadığın için memnun musun?)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:17 pm

Kafaları kopmuş
İngiltere aniden bastıran sisiyle ünlüdür. Yine sisin yoğun olduğu bir gün kadının biri şehirlerarası bir yolda arabasıyla seyahat ediyormuş. Sabahın erken saatleriymiş. Sis yüzünden pür dikkat ve olabildiğince yavaş gidiyormuş. Derken yolun iki tarafında oldukça garip açıyla park etmiş iki araba görmüş. Önce korkmuş. Ama merakına yenik düşmüş ve arabasını biraz ileride güvenli bir yere çekmiş.

İhtiyatla ilk arabaya yaklaşmış. Her halinde savrularak durduğu belli olan otomobilin görünen bir hasarı yokmuş. Otomobilin etrafında dolaşan kadın şoför mahalinde yan koltuğa doğru yatmış bir adam olduğunu görmüş. Açık pencereden içeri uzanarak, adama seslenmiş. Yanıt alamamış. Bu arada farkında olmadan kapıyı tutunca eline yapışkan bir şey bulaşmış. Alacakaranlıkta eline bulaşan şeyin önce ne olduğunu anlayamamış, ama birden bire jeton düşmüş. Elindeki kanmış.

Panik içinde arabasına koşmuş. Son sürat en yakın yerleşim yerine gidip, polise durumu anlatmış. İngiliz polisi hemen harekete geçmiş. İki arabanın bulunduğu yere vardıklarında, olağanüstü tedbirler alarak arabalara aynı anda iki ekip halinde yaklaşmışlar. Biraz sonra her iki ekip lideri, polis müdürüne arabalarda kafası kopuk birer ceset olduğunu rapor etmişler.

Bir süre sonra cesetlere ait iki kafa bulunmuş. Kafaların her ikisi de darmadağan olmuş vaziyetteymiş. Otomobillerde ise hiç bir hasar yokmuş, cesetlerde başka bir darbe de. Kafalar ise kesici bir aletle kesilmemiş, güçlü biri ya da bir şey tarafından sanki bir serçe kafasıymış gibi çekip kopartılmışa benziyormuş. Polisler bu işin içinden bir türlü çıkamamış. Olaya İngiliz gizli polisi MI5 el koymuş.

MI5'da yeni kurulan seri katil araştırma birimi, olay mahalini didik didik incelemiş. İki gün sonra MI5 karargahına bu esrarengiz olay hakkında bir rapor ulaşmış. Dehşet verici bu olay, aslına basit bir trafik kazasıymış. Raporda olay şöyle anlatılıyormuş. Yoğun sise rağmen hız yapan iki sürücü de bellerine kadar sarkarak yolu daha iyi görmeye çalışıyorlarmış. Karşı yönlerden gelen bu iki otomobildeki sürücüler hızla gelen diğer otomobili çok geç farketmişler. Kafaları birbirine hızla çarpınca, ikisinin de kafası kopmuş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:18 pm

Mezardan gelen sesler
Bir aile anne,baba, bir kız ve erkek bunlar evlerinin yanması sonucu ölmüşler ve hepsini aile olarak yanyana gömmüşler fakat her gece yarısı mezarlıktan ilginç sesler geliyormuş bu orada yaşayan birçok kişi tarafından duyulmuş, sonra içlerinden bir tanesi o seslerin nerden geldiğini anlamak için gece yarısı mezarlığa gitmiş yine başlamış sesler sanki kavga sesleri gibiymiş adam seslerin geldiği yöne gitmiş ve sesler o ailenin mezarından geliyormuş.Sonra mezarı kazıp bakmaya karar vermiş halk mezarı açtıklarında çok ilginç bir manzarayla karşılaşmışlar annenin olması gereken yerde kız,erkek çocuğun olması gereken yerde de baba yatıyormuş herkes şaşırmış bunları yine eski yerlerinde koymuşlar ve mezarı kapatmışlar fakat kavga sesleri bitmek bilmiyormuş tekrar açıp bakmışlar yine aynıymış manzara bu kez düzeltmemeye karar vermişler sadece mezar taşlarının yerlerini değiştirmişler o günden sonra bir daha hiç ses gelmemiş.Oradaki halka göre o sesler o ailenin yaptığı yer kavgasının sesleriymiş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:18 pm

Omega Saat Efsanesi
Bi otomobil tamircisi ılık ilkbahar gecelerinden birinde evine giderken yolun kenarında bi araba ve arabanın başında da patlayan lastiği değiştirmeye çalışan iki güzel kız görmüş. Yardım amacıyla kenara yanaşmış. Ama istepne de patlakmış maalesef. Adam, "Bu saatte bunu tamir etmek imkansız. İyisi mi ben sizi evinize bırakayım, yarın bir çaresine bakarız" demiş. Evin önüne geldiklerinde kızlar adamı bi fincan kahve içmek için evlerine davet etmiş. Ev, bi apartmanın 7. katında, hoş bi daireymiş. İstepneyle uğraşırken elleri kirlendiğinden eve girer girmez adam banyoya gidip ellerini yıkamış. Bu arada OMEGA marka saatini de kolundan çıkarıp, aynanın önüne koymuş. Kızlardan birinin, "Kahve hazır" diye seslendiğini duyunca hemen ellerini kurulayıp banyodan çıkmış. O aceleyle de OMEGA marka saatini çıkardığı yerde unutmuş. Kızların sohbeti çok keyifliymiş. Grup vaktin nasıl geçtiğini anlamamış. Sonunda adam geceyi kızların evinde geçirmiş. Sabah da 7’de kalkıp işe gitmiş. Tamirhanesine vardığında saatini kızlarda bıraktığını farketmiş, "İyi bari, kızları tekrar görmek için bahane olur" diye düşünmüş. Akşam iş bitimi saatini almak için kızların evine gelmiş ama kapıcı bahsettiği kızların artık o dairede yaşamadıklarını söylemiş. Bu iki talihsiz kız 3 hafta önce trafik kazası geçirip ölmüşlermiş meğer. Şu an da, adamın onları ilk gördüğü yere çok yakın olan bi mezarlıkta yatıyolarmış. Tamirci duyduklarına inanamamış, "Nasıl olur? Ben dün akşam evlerinde onlarla beraberdim" demiş. Kapıcı bunun imkansız olduğunu söyleyerek adamı, kapısı avukat tarafından mühürlenmiş dairenin önüne götürmüş. Adam çok meraklanmış tabii. Ertesi gün avukata gidip durumu anlatmış ve beraberce kızların dairesine gelmişler. Mühürü açıp içeri girmişler. Adam doğruca banyoya gitmiş. OMEGA marka saat aynanın önünde bıraktığı gibi duruyormuş..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:18 pm

Otostopçu Hayalet
Adamın biri, bi cumartesi gecesi evine dönüyomuş. Birden 15-16 yaşlarında sevimli bi kızın yolun kenarında otostop yaptığını görmüş. Adamın da aynı yaşlarda iki kızı varmış. Hemen arabayı kızın yanına yanaştırmış, "Gece yarısı böyle ıssız bir yerde n’apıyosunuz Allah aşkına? Bu saatte otostop mu yapılır?" demiş. Kız, "Uzun hikaye. Rica etsem beni evime götürür müsünüz? Buraya çok yakın. Bu iyiliğinizi ömür boyu unutmam" diyerek arka koltuğa oturmuş. Kızın üzerinde cicili bicili, hoş bi elbise varmış. Evinin adresini vermiş. Gerçekten de yakınmış ev. Adam eve vardığında önünde durmuş, "İşte geldik küçük hanım" diyerek arka koltuğa dönmüş ama arkada hiç kimse yokmuş. Gözlerine inanamamış tabii. Hemen arabasından inip evin kapısını çalmış. Beyaz saçlı, çok yorgun görünen yaşlı bi kadın açmış kapıyı. Adam heyecanla, "Bana inanmayacaksınız ama yoldan küçük bi kız aldım. Bana buranın adresini verdi ama tam geldiğimizde..." Yaşlı kadın adamı susturmuş, "Biliyorum, biliyorum" demiş, "Sonra da ortadan kayboldu di’mi? Bu başımıza ilk defa gelmiyor. Her cumartesi akşamı aynı şey olur..." Meğer kız bir cumartesi gecesi diskodan dönerken trafik kazası geçirmiş ve oracıkta ölmüş. Şimdi her cumartesi gecesi kazada öldüğü yerden otostop yapıp evine gelmek istiyomuş ama bunu bugüne kadar başaramamış. Kadın bunları anlatırken adamın gözü piyanonun üzerindeki kızın fotoğrafına ilişmiş. Evet, kız aynı kızmış ve üzerinde de aynı elbise varmış..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:19 pm

Şehitler Ölmez
Olay 1974 yılında yapılan Kıbrıs Harekatı'nda yaşanmış. Savaş sırasında bir gün, bizim askerlerden birinin yanına bir başka Mehmetçik gelmiş. Biraz hoşbeşten sonra, ailesine ulaştırması için ona bir mektup vermiş. Bizimki, "Kardeşim savaştayız. Kimin ne olacağı belli değil ki. Belki sen gidersin de, ben kalırım" dese de diğer asker, sürekli, "Hayır sen gideceksin, ben kalacağım," diyormuş. Sonunda başa çıkamayınca razı olmuş. Mektubu götüreceğine söz vermiş. Bir daha o askeri görmemiş. Bi süre sonra da olayı unutmuş.

Savaştan yıllar sonra, askerlikle ilgili eşyalarını karıştırırken bir anda eline o mektup geçmiş. Verdiği sözü tutmamış olmanın rahatsızlığıyla hemen mektubun üzerindeki adrese doğru yola çıkmış. Giderken de, "Döndüyse kendisini görürüm, şehit olduysa ailesine başsağlığı dileyip mektubu veririm" diye aklından geçiriyormuş.

Sonunda evi bulup kapıyı çalmış. Kapıyı açan yaşlı teyzeye, Kıbrıs'ta birlikte savaştıkları oğullarından bir mektup getirdiğini, kendisiyle görüşmek istediğini söylemiş. Kadın şaşkınlık içinde adamı içeri buyur edip kocasının yanına götürmüş. Yaşlı adam olayı dinledikten sonra, "İyi de evladım, bizim Kıbrıs'ta savaşan bir oğlumuz yok ki" demiş. Ardından da diğer odaya gitmiş ve elinde bi fotoğrafla geri dönmüş. Resmi bizimkine göstererek, "Sana mektubu veren bu muydu?" diye sormuş. Bizim Kıbrıs gazisinin gözleri parlamış: "Evet, işte bu askerdi. Ama Kıbrıs'ta savaşan oğlunuz yok demiştiniz." Anne çoktan gözyaşlarına boğulmuşmuş bile. Baba ise başını sallayıp üzüntülü bi sesle, "Evet bu bizim oğlumuz. Ancak Kıbrıs'ta değil, yıllar önce Kore'de şehit oldu" demiş..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:19 pm

Tavla
Genç bi kız ailesinin evde olmadığı bi akşam arkadaşlarını davet etmiş. Kız kıza yemişler, içmişler, derken içlerinden biri "Hadi cin çağıralım" demiş. Ev sahibi kız da hiç inanmazmış böyle şeylere ama arkadaşlarına ayıp olmasın diye kabul etmiş. Harfler kesilmiş, fincan ortaya konmuş ve elele bir masanın etrafında daire olunup cin çağırma olayına girilmiş. Cin gelmiş gelmesine ama bizim kız hala fincanı arkadaşlarının ittiğini düşünüyomuş. Bi ara fincan hızlı hızlı harflere giderek şöyle demiş: "İçinizde bana inanmayan biri var. Yarın saat 4’te o kişiyle tavla oynamaya geleceğim!" Kızlar feci tırsmışlar ama ev sahibi kız hala dalgasındaymış işin. Saat çok geç olmadığı halde seans hemen bitirilmiş ve kızlar evlerine dağılmış.

Bizimki zaten o tür şeylere hiç inanmadığından cin olayını ertesi sabah unutmuşmuş bile. Öğlene doğru telefon çalmış. Arayan, kızın çok sevdiği, çok iyi anlaştığı teyzesiymiş, "Bugün içimde bi sıkıntı var, evdeysen bi ara sana uğruycam. Dertleşelim biraz" demiş. Kız da sevinmiş teyzesini görecek diye, "Hemen gel, ben de seni çok özledim" demiş.

Kız, teyzesini hakikaten dertli ve solgun görmüş. Hoşbeş etmişler ama teyze hala dalgınmış. Kız, "Teyzeciğim sen konuştukça daha kötü oldun, istersen başka bişey yapalım" demiş. Teyzesi de "O zaman tavla oynayalım. Ne zamandır seninle oynamadık. Kafam dağılır biraz" demiş. Kız tavlayı almaya giderken bi gece önceki olay aklına gelmiş, "Meğer benim teyzem cinmiş" deyip gülümsemiş.

Kızla teyzesi güle oynaya tavla oynarken bi ara teyze tuvalete gitmek için kalkmış. O içerdeyken telefon çalmış. Arayan kızın babasıymış. Adamcağız çok üzgün bi sesle konuşuyomuş: "Kızım teyzen öğlen bi trafik kazası geçirdi. Durumu çok iyi değildi ama Allahtan ümit kesilmez deyip sana haber vermedik ama az önce teyzeni kaybettik, başımız sağolsun.."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:20 pm

uçan tabut
beyazıttaki bir camide eskiden olmuş bi olayı paylaşıyorum sizinle
o zamanlar kendi halinde dinine bağlı katip sinan adında bi imam avrmış bu imam kendi çabalrıyla ve sağdan soldan aldığı yardımlarla bi cami yaptırır ve uzun zamanda bu camide imamlık yapar günler su gibi akmış katip sinan denilen adam yaşlanmış ve görevi başka bir imama bırakmış ve daha sonra hastalanmış cemaat neredeyse hergün yanına gidermiş ve her defasında katip sinan onlara ben ölünce beni caminin bahçesine gömün dermiş cemaatta tabiki tamam hocam dermiş zaman geçtikten sonra adam canını azraile teslim etmiş cemaat adamı caminin bahçesine gömmüş ertesi sabah namaza geldiklerinde gördüklerine inanamamışlar dün gömdükleri tabut uçarak camin kubbesinin yanında cemaat büyük şaşkınlık yaşamış indirmişler ordan tekrar yerine koymuşlar ve ertesi sabah tabut tekrar kubbenin yanında cemaat bu sefer şühelenmiş bunu birileri bilerekmi yapıyor diye adamlar gece nçbet tutmaya karar vermişler ve gece olmuş nöbete başlamışlar aradan bir saat geçmiş ve bakmışlar ki tabut kendiliğinde uçuyor ve sonra kubbenin yanına konuyor sonra cemaat tabuta orda yer yapmış...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
(__///B@TUF@NE\\\__)
Co-Admin

Co-Admin
(__///B@TUF@NE\\\__)


Erkek
Mesaj Sayısı : 575
Yaş : 29
Nerden : OQULDAN EWDEN HERYERDEN
<hr>Ruh Hali : korkunç hikayeler Asik10
<hr>Tuttuğunuz Takım : korkunç hikayeler Besiktas
<hr>İşletim Sisteminiz : korkunç hikayeler Yk-xp
<hr>Üyenin Madalyası<br> : korkunç hikayeler Madalya10ic3
Kayıt tarihi : 01/08/08

korkunç hikayeler Empty
MesajKonu: Geri: korkunç hikayeler   korkunç hikayeler Icon_minitimeSalı Kas. 11, 2008 12:20 pm

Kanlı Gömlek
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bi kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyo, soyadı yok) Dilek bi gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyomuş. Yalnız korkunç da yağmur yağıyomuş bu arada. Kızın önüne bi araba yanaşmış. İyi giyimli, temiz yüzlü bi genç, Yanlış anlamayın ne olur. Ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. Islanmayın, gelin ben sizi uygun bi yere kadar bırakayım demiş. Dilek kız, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyiniyetine inanmış ve arabaya binmiş. Yolda sohbet filan etmişler. Hoşlanmışlar birbirlerinden. Çocuk, Lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. Bakın yağmur da iyice hızlandı demiş, Dilek kabul etmiş taabi. Sohbet iyice koyulaşmış. Kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemişler. Dilek çok etkilenmiş çocuktan. O hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş, Ay benimki mi arıyo? diye telefona koşmuş. Ama arayan olmamış maalesef. Dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, Belki numaramı kaybetmiştir, n’olucak ki ben arasam deyip kandırmış kendini. Telefonu ağlamaklı bi kadın sesi açmış. Meğer teyze, bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş. Anlattıklarından Dilek anlamış ki, çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. Keşke eve bıraktırmasaydım. Benim bunun sorumlusu diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış. Suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, En azından başsağlığına gideyim bari diye düşünmüş. Ziyaret ağlamaklı ve de yaslı geçmiş. Ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, Bana oğlunuzdan bi hatıra verir misiniz? Onu gerçekten çok sevmiştim demiş. Bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocuğun kaza günü üzerinde olan gömlek varmış. Üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. Dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği. Ama eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş. Bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış. Sürekli de, Onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm diye tekrar ediyomuş kendi kendine. Artık ağlamaktan bitap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. Sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomuş. Ama yastığı kaldırdığında bi de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. İnanamamış bu duruma. Heralde dün o kafayla iyi yıkayamadım diyerek yeniden yıkamış gömleği. Ama ertesi sabah da hiç bi değişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
korkunç hikayeler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : 1, 2  Sonraki
 Similar topics
-
» Postal 2 +18 Korkunc

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
..:: BilgisayaR ::.. :: •°o.O Forum Eğlence O.o°• :: Bilgi & Eğlence Bölümü :: Korkunç Yazılar-
Buraya geçin: